29 Mayıs 2009 Cuma

çakal carlos'un avukatı: yaptığım iş sanat.


Çakal Carlos'tan Filistinli direnişçilere, Baader-Meinhof üyelerinden Cezayirli direnişçilere kadar birçok sanığın avukatlığını yapan Jacques Verges, "Galip gelecek olan estetiktir, adalet değil. Zafer, dosyadaki aynı ögelere dayanarak, jürideki kişilerin en çok özdeşleşebileceği öyküyü anlatanın olacak" dedi.

Hukukçular Derneği'nce, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenen konferans öncesinde, kendisini kara kurtlar sürüsünde "ak kurt" olarak nitelendiren Verges'in hayatıyla ilgili belgesel film gösterildi.

Konuşmasına, hayatını sistemlere karşı mücadeleyle geçirdiğini belirterek başlayan Verges, genel olarak "terörist", "militan", "sakıncalı", "anarşist" ya da "toplum düşmanı" gibi yaftalarla anılan müvekkillerini savunurken, yaptığı işe hep inandığını ve onu sanat olarak algıladığını ifade etti.

Avukatların, hukuki bir dosya karşısında, daha çok sinema montajcısına benzediğini ifade eden Verges, "Çekilmiş film parçacıklarına, yani sorgu tutanaklarına dayanarak, savcı ve savunma avukatı iki ayrı öykü anlatacaklardır. Bu öykülerden biri yalan, diğeri doğru değildir. Her ikisi de doğrudur ve doğru değildir. Çünkü ikisi de birer hakikati dile getirirler, tek hakikati değil" şeklinde konuştu.

"Kopuş savunması" ile hakim söylemi ince ince eleştirdiğini savunan Verges, içinde bulunulan çağda adaletin tecelli edeceğine değil, estetiğin galip geleceğini öne sürdü.

Verges, Baader Meinhof mensuplarından Cezayirli direnişçilere, Filistinli özgürlük savaşçılarından Çakal Carlos'a kadar, sistem karşıtlarını savunurken de başarılı olmasını sağlayan etkenin, estetiğin galip geleceğine yürekten inanması olduğunu savundu.

Verges, "Galip gelecek olan estetiktir, adalet değil. Zafer, dosyadaki aynı ögelere dayanarak, jürideki kişilerin en çok özdeşleşebileceği öyküyü anlatanın olacak. İşte benim adalet anlayışım. İtiraf ediyorum ki tuhaf bir anlayış ve beni kara kurtlar sürüsünde ak bir kurda dönüştürmeye yetiyor" şeklinde konuştu.

Türkiye'ye meslektaşlarıyla, avukatların ortak meselelerini konuşmaya geldiğini ifade eden Verges, suçu değil, suçu işlediği isnat edilen kişiyi savunduğunu söyledi.

Konferansın ardından, Hukukçular Derneği Başkanı Kamil Uğur Yaralı, Verges'e plaket verdi.

ÖCALAN DAHİL HERKES SAVUNULABİLİR

NTV'ye konuşan Jacques Verges’e göre Abdullah Öcalan dahil herkes savunulabilir. Verges'in bir diğer önemli kiriteri halk desteği. Buna göre bir davanın arkasında geniş bir halk desteği varsa, terörist olmakla suçlanan biri özgürlük savaşçısı olarak savunulabilir.

ÇAKAL CARLOS'LA YOLLARIMIZI AYIRDIK

"Genel olarak benim fikrim şu: Herkes savunulabilir. Benim bu konudaki en önemli kriterim strateji konusunda avukatla mahkumun kesinlikle hemfikir olması. Size iki örnek vereceğim. Carlos'la birlikte 4 ay çalıştım ve yollarımızı ayırmak zorunda kaldım. Çünkü strateji konusunda ayrıldık. İkinci örnek Claus Barbie. Nazi tezlerini, üstün ırkı benim de savunmamı isteseydi kesinlikle kabul etmezdim.

Ben bu tip davalarda hukuki olarak artık herkesin kabul ettiği kopuş savunması konseptini öne sürdüm. Eğer hakimin değer yargılarıyla sanığın değer yargıları tamamıyla farklıysa idam kararının çıkma ihtimali yüzde 100'dür. Ben mahkemeyi davayı kullanarak o insanı idamdan kurtarmaya, müebbet hapse mahkum ettirmeye çalıştım.

Mahkemedeki net bir şekilde ortaya koyduğumuz duruşu ve tezi medya aracılığı ile kamuoyuna taşıdım. Kamuoyu hiçbir zaman yanılmaz ve ben genelde kazanırım."

TERÖR TANIMI DEMOGOJİK

Verges, 11 Eylül sonrası ortaya çıkan, "sivillerin zarar gördüğü her eylem terörizmdir" anlayışına şiddetle karşı çıkıyor:

“Öncelikle ABD ve batı ülkelerinin bu tanımlamasını tamamiyle demogojik buluyorum. Çünkü bu ülkeler Hiroşima, Naggazaki gibi felaketlere yol açtı. Irak'ta halka yaptıkları zulmü düşünün. Su arıtma tesisleri bombalandı, ambargo nedeniyle alınamayan ilaçlar yüzünden 500 bin çocuk öldü. Terörizm sivil kayıplar demekse onlar da terörist ülkeler."
timeturk.com
...

Hiç yorum yok: