5 Eylül 2008 Cuma

kar ebesi | eda aktaş


Ben ellerini aradım senin / bu şehre kar yağdı.
Hazırlıksız yakalandığım bir mevsim değildi bu
Cebimde yoktu şehrin haritası
Ne ilkti kapımı çalan ne de bol sıfırlı bir son
Nerede bir duvar görsem avucuna iki damla yaş bıraktım
Olması gerekendi bu.
Vurgumda keskin sözler, bir türlü kusamadığım
Daha dağınıktı gözlerim saçlarıma nazaran
Hoyrat adımlarla alnını karışladım kaldırımların
Okunaklı yağmurlarla büründüm siyaha
Bana yakışan, bir taşın altından gülümsedi / aldım
Yapmam gerekendi bu.
Yoksa harcım değildi paletimi tek rengin kuyusunda boğmak
Baktım olacağı yok
Ellerini aradım senin / şehre kar yağdı.

Yokladım kalbimi / yağarken kar.
Kırışmış anılarım darbe vurdu fikrime
Sendeledim gittiğini düşleyince, ılgım ılgım aşındı kalbim
Tamlayanım düşmüştü, külfetsiz değildi bu.
Sonsuz artı sonsuz kere döndüm baktım geriye
Her şeyin durduğu bir mahali vardı, ya benim?
Karşıdan baktım kendime, yorumladım ahvalimi
Dedim:” gecikmiş bir intibahım ben. Yaşananlar yaşanmış”
Ayırdım yolumu kendimden o vakit, eğreti bir küslük değildi bu.
Sırma vurdum değdiğim karanlıklara
Bir kez gördüğümü ikinci kez görmeyecektim
Urumun panzehiriydi bu.
Kalbimi yokladım ben / kar yağarken.

Bir şiir sancıdım / kar hâlâ yağmakta.
Kesik kesik baktım, perçeminde yaldızlar vardı gecenin
Şehrin en boğuk sokağı değil mi ki sendin!
Kokusunu aldım karın…
Bir duman sardı dört yanımı / bir hinlik
Kapına bir gül bırakayım dedim
Dedim talan edeyim senli sözleri, vecde geldim
Sonra yine,
Hercümerç kaldım delibalta dehlizlerde, geçit vermez bahtımdı bu.
Kar yağdıran hüzünlerle ne kadar gitseydim?
Ağlaya ağlaya kül oldum ya Hû!
Bivefa yıllar ardından koşturma ya Hû!
Kekre yakarılar tüttü sinemde, felahımdı bu.
Gömülü bakışımla baktım gökçe yârim harput’a
Baktım biteviye, ecrimdi bu.
Çıramı yakana bir güzelleme söyledim
Ölünesi bir aşktan düşmüştüm, örselenmişti canım
Zülfaris burcum kurumuştu, çilelim
Şehrin nasibiydi ilk kar. Ah! Saçıma düştü
Baktım lenduha kavlim harput’a
Baktım burkmadan onu, bereketimdi bu.
Kurtarmaz beni bu şiir, bu azap yerimi sıcak tutmaz
Bir ayağı çukura düştü aşkımın, çarmıhımdı bu.
Baktım mesrur mesrur gökçe yârim harput’a
Kalbime tırmanan bir kar serinliği
Bir türküden iktibasla
“kar mı yağmış şu harput’un başına?”
vesaire/vesaire/vesaire


yenilgi

Hiç yorum yok: