6 Eylül 2008 Cumartesi

hezâr veya andelîb | leyla karaca


mutat yelkovanlarda
dönüyorken eskiz aşklar sonesi
yekpare birgün o hiç’i an be an kürümede
bin pareye dağılıyor tuval
altında bir kasavet huş renkli
ve pervaneye dönüşüyor söz
vuruyor nevbaharlara binbir heceyi

o küs duruşun küllerimi yeniden ezip geçtiğinde
dilim susuyor bana
soluklarım kınanmada dar ve geçitsiz…
suskunluğun bölünüyor İsfahan gecelerine..
unuttum hangi şimdinin hangi sonsuz yamacında kaldı
göğüs kafesimden içeri fısıldadığın aşk
ve dünyanın üstü kir pas içinde idi
ve yine dönmüyordu sözüm kendime…

boynuma geçirdiğin o yazgı
aşkın al/yan(gı)sı
bana senin olmaktan başka yol bırakmadı…

hasretim saçma bir günden / benden daha muannid olduğunda
düşlerin yası hicaz’a dökülüyordu
gözyaşlarım yavaş ve sıcaktı ve de latif ve nazenin
bir kor gibi sana dur(ul)duğumda
bana senden başka ateş karılmamıştı.…

dil yüreğe çözülünce
ve dökülünce göz göz
anlamı yok beyaz sayfaların
o satırlarda zerreden zerreye dönüşüyordu aşk ve elden ele
san/cıyan hikayesiydi yâranın

oysa sana kurulmuştu hep zaman
ve adın dilime dolanmışken böylece
önünde diz çökmüştü zamanın tüm dişlileri
hattat neden böylece çekip uzatıyordu çizgiyi çehrelerde
ve bilmiyorum neden varlığı konduramıyorum hiçbir eşyaya
öldüremiyorum aşkı ıssızlığında
ve belki susturamıyorum…

uçurumlarda bırak/ma böyle kefensiz ey can
ve şerh düş bu gecenin yangınına bir cilveyle
bir muştuyla aç yükümü
velev ki kurtuba’yı görmüyorum yakınımda hiç
dağılırken o söz/deler hep aynı durağan melale
sen sar hançerine aşk sözünü …

bir cevap öz sualine ancak bir taun kadar emandır
bir mihmandır ilişebilmişse eşiğine
ve bir nihanadır bu aşikar heceler
ve belki kirmanşahı çizen yayı çeviren bir divaneyi
bir gülşende vurmayı hedefler
her nerede kurumuşsam beni bulan o selsebil
sineme konuşlanmış çırpınan bir kuş yuvasında
güçsüz ve mecalsizim ve de sersefil …

ahh behey mutlak bade
sen sür atını sonsuza
ve bir berduş gibi yıkıl tek gerçeğe
redifi yalnızlık olan manzumlardan ayrıl
gizliden gizliye bir mazmun bul yeniden
ve yak çerağını ansızın…


kurtuba 38

Hiç yorum yok: